İtinalı Annelerin İtirazcı Çocukları

Ne yazık ki bende bu annelerden biriyim. Aslında itinalı olmak güzel şeydir ama çocuklar bundan pek hoşlanmıyor. Şöyle ki; oğlumla ilgili bir şeye titizlendiğimde bazen ben bile kendime kızıyorum. Çünkü bazı davranışlarımız ısrar gibi algılanıyor. Oysa ki bizim amacımız o an yapılması gerekeni yapmak. Çocuklarımız da o anda bunu istemiyor olabiliyor ve sıkılarak itiraz edebiliyorlar.

Küçük bir örnek vereyim; Oğlum hasta olduğunda burnunu sıklıkla temizleme gereği duyuyorum. Bu oldukça normal, hatta yaşanılan durum doğrultusunda yapılması gerekli olan, bilinçli bir yaklaşım. Gelin görün ki oğlum açısından çok sinir bozucu bir durum. Ben peşinden mendille koşunca daha çok bunalıyor bu yüzden bende oyun arasında, keyifli bir anında, hoşuna gidecek bir iletişim kurarak siliyorum.

Bir başka konu da yapma dediğimiz ne varsa inadına yapıyorlar değil mi? Peki bu noktada ne yapabiliriz? Uzmanların söylediği gibi görmezden gelebiliriz ama her davranış görmezden gelinecek gibi değil ki. Bizim evde yaşadığımız çok mühim, oğlumun sağlığı ile de ilişkili bir kudurukluğundan bahsedeceğim. Banyodan çıkmak istemiyor bizim su kuşu. Yaz kış demeden oyuncaklarıyla saatlerce duşta oynayabilir. Çocuk doktorları hem hijyen açısından, hem de sağlık açısından her gün banyo yapabilir diyorlar tamam ama sürenin uzatılması, çocuğun duştan çıkmak istememesi, bunun için direnmesi anneyi yıpratıyor ve çocuğun sıcak suyla fazla temas etmemesi  gereken  özel bir  durumu varsa sağlığını olumsuz etkiliyor bu uzun süre banyodan çıkmak istememe meselesi.

Doruk Kartal’ın da bacağında baker kisti olduğu için Doktor sıcak, ılık duşta uzun süre kalmasın ve mümkün olduğunca buz kompleksi yapın o bölgeye demişti. Böyle bir durumu olduğunu bilip de duşta uzun süre tutmaya vicdanım el vermiyor açıkçası. Zaten her konuda hassas davranan, endişe seviyesi yüksek bir anneyim. Bu durumdaki kaygımı tahmin edebiliyorsunuzdur. (Allahtan bu zararsız kisti kendi kendine indi, yok oldu.)

Gel gelelim Doruk Bey’i namı diğer Dodo’yu duştan nasıl çıkarttığıma. İnanır mısınız çıkartmaya gücüm yetmiyor. Öyle bir direniyor ki; tüm gücünü toplayarak ayaklarını yerde sabitliyor, bu yüzden kucağıma alamıyorum. Bana “Anneciğim sen benim kalbimsin” diyen duygusal çocuk, onu duştan çıkartmayı başardığımda, tekrar duşa girmek için bana vurmalara, tırmalamalara, beni üzmek, dediğini yaptırmak için sinir krizleri geçirmeye başlıyor. Gerçekten benden güçlü oluyor o an ya da ben onun canı yanmasın diye daha güçsüz olmayı seçiyorum. Bu yüzden tekrar giriyor duşa. Bütün cebelleşmemde boşa gidiyor. Sonrada psikologların önerdiği gibi özgür bıraksaydım keşke diyorum. Daha sonra da Doktorun kisti için söyledikleri aklıma geliyor. Anne olmak gerçekten zor.  Akıl vermeye çalışanlara “Kolay mı sanıyorsun? Kolaysa yap o zaman” demek istiyorum.

Her çocuk aynı olmadığından bütün çocuklara aynı eğitimi vermek etkili ve doğru olmuyor. Benim oğlum zor bir çocuk. Bu yüzden ben kolay bir anne oluyorum sırf inatlaşmamak adına çünkü güç savaşı sadece çocukları değil herkesi hırçınlaştırır. Rahat olmak gerekiyor ben bunu anladım. Pimpirik bir anne olduğumdan bu benim için zor olsa da sakince ve sabırla bekleyeceğim. Dönemsellik faktörüyle kendimi rahatlatacağım. Biliyorsunuz çocuklar dönem dönem bir şeylere takıyor. Bu bir kelime, bir oyuncak, bir hareket olabiliyor. Bu takıntılarından vazgeçirebilecek bir şeyler bulmamız lazım. Bu yeni bir oyun, yeni bir oyuncak ya da yiyecek olabilir. Yeni oyuncakları sayesinde şu aralar azalttı duşta uzun kalmayı diyebilirim. Tabii önce zor oldu. Oyuncaklarını da duşa sokmak istedi. Ben de sakince ama kararlı, tutarlı bir ses tonuyla; O oyuncağıyla ancak duştan çıkarsa oynayabileceğini söyledim. Bu oyuncak suda bozuluyormuş bile dedim ikna etmek için. Baktım çıkmaya başladı aynı şekilde devam ettim bu ilgi odağını değiştirme işine ve hemen hemen duştan çıkma itirazımız da bitti diyebilirim. Önemli olan bıkmadan usanmadan, sabırla çocuğumuzun ilgisini çekebilecek bir şey bulmamız.

Bu trajikomik olayların kötü yanı uzun bir uğraş gerektirmesi tabii bu çocuğun zorluluk derecesine göre değişir. Kimi çocukta birkaç gün içinde hallolurken, kimisinde birkaç ay sürebilir. Çocuğu ikna edeceğim derken ev işleri bekleyebilir. Gerçekten anne olmak demek, birçok şeyi beklemeye almak demek. Fizyolojik ihtiyaçları bile(uyumayı, tuvaleti, yemeği, ”su içmeyi”, ev temizliği v.s).  Bütün bunların neticesinde tam bir organizatör olmak lazım. Annelik çok yorucu ve yoğun bir tempo ama bilenler bilir anne olmak bir bebeğin günden güne büyüdüğünü, bir birey olduğunu görmek en güzel duygudur.

İyi ki anneyim, önemli olan çocuğunu çok sevmek, saygı duymak, onun için her yolu denemek. Aynı zamanda da kendini bilgiyle besleyerek geliştirmesi gerek bir annenin yavrusuna ve tüm insanlığa faydalı olabilmesi için.

Sağlıkla ve sevgiyle kalın.